Öğretmenlerde sabır ve tükenmişlik ilişkisi
Abstract
Bu araştırma, sabır ve tükenmişlik ilişkisini Millî Eğitim Bakanlığına bağlı kamu okullarında görev yapan sınıf öğretmenlerinin görüşlerine dayalı olarak belirlemek amacıyla gerçekleştirilmiştir. Açıklayıcı sıralı karma yöntem deseni ile tasarlanan araştırmanın nicel boyutu ilişkisel tarama modeli ile nitel boyutu ise olgubilim deseni ile yapılandırılmıştır. Araştırmanın çalışma evreni Ordu ilindeki kamuya bağlı ilkokullarda görev yapan sınıf öğretmenlerinden oluşmaktadır. Araştırmanın nicel boyutunun katılımcıları tabakalı örnekleme yöntemi ile belirlenmiş olup 97 ilkokulda görev yapan toplam 910 sınıf öğretmeninden oluşturulmuştur. Nitel boyutun katılımcıları ise nicel boyuttaki örneklem içerisinden maksimum çeşitlilik örneklemesi ile belirlenen 16 öğretmenden oluşmaktadır. Araştırmanın nicel verileri iki ölçek aracılığıyla toplanmış olup öğretmenlerin sabır düzeylerini belirlemek için "Öğretmen Sabır Ölçeği", tükenmişlik düzeylerini belirlemek için ise "Maslach Tükenmişlik Envanteri-Eğitimci Formu" kullanılmıştır. Araştırmanın nitel verileri ise yarı yapılandırılmış görüşme formu ile toplanmıştır. Nicel verilerin analiz edilmesinde istatistik programları aracılığıyla parametrik testler kullanılmıştır. Bu kapsamda ikili grupların karşılaştırılmasında "Bağımsız Örneklemler t-Testi", ikiden fazla gruplarda ise "İlişkisiz Örneklemler için Tek Yönlü Varyans Analizi (One-Way Anova)" kullanılmıştır. Öğretmenlerin sabır düzeylerinin tükenmişlik düzeylerini ne derece yordadığını tespit etmek için çoklu doğrusal regresyon analizi yapılmıştır. Verilerin çözümlenmesinde ayrıca frekans, yüzde, aritmetik ortalama ve standart sapma gibi betimsel istatistik teknikleri de kullanılmıştır. Araştırmadaki istatistikî çözümlemeler için anlamlılık düzeyi .05 olarak alınmıştır. Araştırmanın nitel verileri ise betimsel analiz yöntemi ile çözümlenmiştir. Araştırmanın nicel boyutunda ulaşılan sonuçlar; sınıf öğretmenlerinin hem genel sabır hem de öğretim ve etkileşim boyutlarındaki sabır düzeylerinin "çok yüksek" olduğunu ortaya koyarken tükenmişlik düzeylerine ilişkin elde edilen sonuçlar öğretmenlerin duygusal tükenme ve kişisel başarı boyutlarında "düşük" düzeyde, duyarsızlaşma boyutunda ise "çok düşük" düzeyde tükenmişlik yaşadıklarını göstermiştir. Araştırmanın sonucunda sabrın alt boyutları ile tükenmişliğin alt boyutları arasında orta düzeyde anlamlı bir ilişki olduğu tespit edilmiştir. Öğretmenlerin sabır düzeyleri ile duygusal tükenme ve duyarsızlaşma düzeyleri arasında negatif yönlü bir ilişki bulunurken sabır düzeyleri ile kişisel başarı düzeyleri arasında ise pozitif yönlü bir ilişki olduğu tespit edilmiştir. Yani öğretmenlerin sabır düzeyleri yükseldikçe duygusal tükenme ve duyarsızlaşmaları azalmakta, kişisel başarıları ise artmaktadır. Araştırmanın nitel boyutunda şu sonuçlara ulaşılmıştır: Öğretmenler, öğretim boyutunda sabır düzeylerini en çok etkileyen faktörlerin; öğrencilerin olumsuz davranışları, pandemi sürecinin olumsuz etkisi, özel durumu olan öğrenciler, müfredatı yetiştirememe kaygısı ve sorumluluklarını yerine getirmeyen öğrenciler olduğunu belirtmişlerdir. Öğretmenlere göre, etkileşim boyutunda sabır düzeylerini en çok etkileyen faktörler; velilerin bilinçsiz ve olumsuz yaklaşımları, idarenin dayatmacı yaklaşımı, velilerin ilgisiz ve duyarsız tutumları, yöneticilerin adaletsiz yaklaşımları ve eğitim paydaşlarının bencilliği şeklinde sıralanabilir. Öğretmenler, duygusal tükenmişliklerini en çok etkileyen faktörlerin; öğretmenlik mesleğinin itibarsızlaştırılması, iş yükünün fazla olması, eğitim öğretim faaliyetleri dışındaki ekstra görevler, ekonomik yetersizlikler ve stres olduğunu belirtirken duyarsızlaşmalarını en çok etkileyen faktörlerin ise velilerin ilgisiz tutumları ve olumsuz yaklaşımları ile empati kuramamak olduğunu dile getirmişlerdir. Öğretmenlere göre, kişisel başarı boyutunda tükenmişlik düzeylerini en çok etkileyen faktörler; yenilikleri takip etmemek, öğrencilerden olumlu geri dönüt alamamak, velilerden gelen dönütler, ailesel ve ekonomik sorunlar ile veliler ve idareyle yaşanan iletişim sorunlarıdır. Araştırmada son olarak öğretmenlerin sabır düzeylerinin geliştirilmesine ve mesleki tükenmişliklerinin azaltılmasına yönelik önerilerde bulunulmuştur. The present study was conducted to determine the correlation between patience and burnout based on the views of primary school teachers employed in public schools affiliated to the Ministry of National Education. The quantitative dimension of the study, which was designed with the explanatory sequential mixed method, was conducted with the relational survey model, and the qualitative dimension was conducted based on the phenomenology method. The study population included primary school teachers employed in public primary schools in Ordu province, Turkey. The quantitative study sample was assigned with the stratified sampling method and included 910 primary school teachers employed in 97 primary schools. The qualitative study sample included 16 teachers in the quantitative study sample and assigned with the maximum diversity sampling method. The quantitative study data were collected with two scales, namely the "Teacher Patience Scale" to determine the patience levels of the teachers, and the "Maslach Burnout Inventory-Educator Form" to determine the burnout levels. Qualitative study data were collected with a semi-structured interview form. The quantitative data were analyzed with parametric tests in statistical software. Thus, the "Independent Samples t-Test" was employed to compare paired groups, and "One-Way ANOVA for Independent Samples" was used to compare more than two groups. Multilinear regression analysis was conducted to determine to what extent teachers' patience levels predicted their burnout levels. Descriptive statistical techniques such as frequency, percentage, arithmetic mean and standard deviation were also employed in data analysis. The significance level was accepted as .05 in statistical analyzes. Qualitative study data were analyzed with descriptive analysis. The quantitative study findings revealed that the patience levels of the primary school teachers in both general patience and instruction and interaction dimensions were "very high", and burnout level findings demonstrated that teachers experienced "low" level of burnout in emotional burnout and personal achievement dimensions, and "very low" level of burnout in the depersonalization dimension. In the study, it was determined that there was a moderately significant correlation between the patience and burnout sub-dimensions. There was a negative correlation between patience levels and emotional exhaustion and depersonalization levels of the primary school teachers, while a positive correlation was determined between patience levels and personal achievement levels. In other words, as patience levels of the teachers increased, their emotional exhaustion and depersonalization levels decreased, and personal achievements increased. The qualitative dimension of the study revealed that negative student behavior, the negative impact of the pandemic, students with special conditions, the anxiety about incompletion of the curriculum requirements, and students who do not fulfill their responsibilities were the factors that affected the patience levels of the teachers in the instruction dimension. According to the teachers, the factors that most affected their patience levels in the interaction dimension included negative parental approaches, insistency of the administration, the indifferent and insensitive parental attitudes, unjust attitudes of the administrators, and selfishness of education shareholders. Teachers stated that the factors that affected their emotional burnout included disreputation of the teaching profession, high workload, non-educational duties, economic problems and stress, and the factors that most affected their depersonalization were parental indifference, negative attitudes, and lack of empathy. According to the teachers, the factors that most affected their burnout levels in the personal achievement dimension included their inability to follow up innovations, lack of positive student feedback, parental feedback, familial and economic problems, and communication problems with parents and administration. Finally, recommendations are presented in the study to improve the patience levels and reduce professional burnout of the teachers.
URI
https://tez.yok.gov.tr/UlusalTezMerkezi/TezGoster?key=qVqOZFj2DwNmvdf1oGFYiPnBG4Rydrr3CIXfVwfhAKLtC6B7kiuoa5NM8Wgg9KS6https://hdl.handle.net/20.500.12513/6527
Collections
- Tez Koleksiyonu [747]