Vladimir Putin dönemi Rusya dış politikasında Avrasyacılığın etkisi
Özet
Çalışma, 2000 yılında Rusya Devlet Başkanlığı'na gelen Vladimir Putin'in de temel politika yaklaşımı olan Avrasyacılığın ve onun aşamalarını değişen olay ve zaman çerçevesinde analiz etmektedir. SSCB'nin dağılmasının ardından bağımsızlığını yeni elde etmiş olan devletlerin uluslararası sisteme entegrasyonu adına planlanan reformlar, kaotik bir ortama neden olmuştur. İnşa sürecindeki devletlerin, kalkınma hedefleri amacıyla gerçekleştirdikleri reformların başarısızlığa uğramasıyla, sadece kaotik ortamı değil aynı zamanda liberal değerleri savunan politika anlayışını baltalayarak zamanla yerini otokratik ve baskıcı rejimlere bırakmıştır. Özellikle Rusya'da ilk dönem liberal batı yanlısı politikalar benimsenirken, Boris Yeltsin reformlarının başarısızlığı sonrasında kendi özüne dönmeyi savunan Avrasyacı yaklaşımı benimsemiş ve Dışişleri Bakanlığı'na Yevgeni Primakov'u getirmiştir. Böylelikle Avrasyacı yaklaşım Primakov ile birlikte ilk defa Rusya politikasında kendisine yer bulmuştur. Çalışmada, jeopolitik teoriler ortaya koyduktan sonra Rus jeopolitik yaklaşımı olan Avrasyacılık incelenmiştir. Özellikle Avrasyacı yaklaşımın savları, kendisinden önce Rusya politikasını şekillendiren diğer hakim görüşler nedeniyle Soğuk Savaş sonrası dönemde kendine yer edinebilmiştir. Ancak bu dönemde Rusya'nın hem iç hem de dış dinamikler açısından Avrasyacı yaklaşımın savlarını gerçekleştirebileceği bir zemin oluşturulamamıştır. Bu nedenle tam manasıyla Avrasyacılığın benimsendiği 2000 yılı yani Putin'in Devlet Başkanlığı görevine gelmesi ile başlayan ve günümüze dek süregelen zaman dilimi temel alınmıştır. Elbette Putin iktidara geldiğinde SSCB'nin dağılmasının ve sonrasında yeniden yapılanma süreçlerinin yarattığı kaotik ortam giderilememiş; aksine Yeltsin reformlarının başarısızlığı, Putin'i de doğrudan Avrasyacı politikaları uygulamasını engellemiştir. Yapısal reformlarını başarılı bir şekilde gerçekleştirebilmesi içi Ilımlı Avrasyacı olarak değerlendirilecek olan bu dönemde Batı ile işbirliği ve dostane ilişkiler geliştirmiştir. Ancak ılımlı dönem Rusya'nın iç yapısal oluşumunu sağlayana dek devam etmiştir. İç yapısal oluşumunu, gerek uluslararası örgüt bağlamında gerekse bölgesel güç konumundaki devletlerle geliştirmiş olduğu ilişki ağı Avrasyacılığın ikinci ve son aşaması olan Aşırılıkçı Avrasyacı politikaların benimsenmesine de zemin hazırlamıştır. Çalışmada sonuç olarak, Putin'i Avrasyacılığı temel politika olarak benimsemesinin yanı sıra jeopolitik yaklaşımın aşamalarını arasındaki dönüşümü ortaya konmaktadır. This study analyses the Eurasianism which is the basic foreign policy approach of Vladimir Putin elected as the Russian President at 2000 and its steps by considering on the changing events and periods. After the collapse of Soviet Union, the reforms that were planned for the integration of newly independents states to the international system resulted with a chaotic circumstance. After the unsuccessful attempts on the nation-building process of these states gave way to the autocratic and despotic regimes rather than embracing liberal values. Especially, liberal and pro-Western approaches were adopted within the first years of Russian Federation, however after the failure of reform progress, Boris Yeltsin decided on the nomination of Yevgeniy Primakov as a foreign minister and acceptance of Eurasianism on foreign policy which is a kind of reversion to Russian originality. The study examines Eurasianism, a Russian geopolitical approach, after evaluating geopolitical theories. Particularly, Eurasianism find a place for itself only after the end of Cold War because of the previous dominant ideologies that shaped Russian politics until that time. However, post-Cold War period cannot be regarded as the acceptance and the implementation of Eurasianism due to the internal and external dynamics of Russia. In this context, by the year of 2000, which Vladimir Putin took power can be considered as a starting point for Eurasianism. One should argue that Vladimir Putin could not implement a direct Eurasianist policy within the first years of his office due to the reconstruction process of Russia after the collapse of USSR along with the reform failures of Boris Yeltsin. In this period, Putin developed friendly relationships with Western countries in order to conclude the structural reforms properly. This period can be regarded as moderate Eurasianist period of him. However, abovementioned moderate period were only maintained until constructing its own internal structure. After its internal structure were improved, the second and last phase of Eurasianism, extremist Eurasianism found its own way on Russian foreign policy. As a result, this study commonly focused on the transformation of the phases of Russian Geopolitics and Putin's Eurasianism.
Bağlantı
https://tez.yok.gov.tr/UlusalTezMerkezi/TezGoster?key=RrI-Krk3A-RkF4YfHofuk-M7D-x1tdqIJaSucwzrX9iTxAJfqYJpbio5RpBlBAQ0https://hdl.handle.net/20.500.12513/6879
Koleksiyonlar
- Tez Koleksiyonu [732]