Üniversite öğrencilerinde sanal bağlanmanın yordanması
Özet
Her geçen gün teknolojinin yaygınlaşmasına ve sanal ortamların kullanımının artmasına paralel olarak yeni bir ilişki biçimi olarak sanal bağlanmanın ortaya çıktığı görülmektedir. Özellikle genç yetişkinler kendini daha rahat ifade edebilme, yakın ilişkiler kurma adına sanal ortam üzerinden ilişkiler yaşamaya ve bu ilişkileri yaşamının merkezine almaya başlamıştır. Öyle ki bireyler sanal ortam üzerinden ilişki kurdukları kişi veya kişilerle iletişime geçmeyi sabırsızlıkla beklemektedir. Etkileşime geçmediklerinde ise huzursuzluk, kaygı, merak gibi duygular hissetmektedirler ve bu durum genç yetişkinlerin giderek günlük yaşamlarından uzaklaşıp sanal ortamda kurdukları etkileşimlere bağlı hale gelmelerine sebep olmaktadır. Sanal bağlanma ortaya koyduğu kişisel ve toplumsal sonuçlar açısından araştırılması ve anlaşılması önemli bir durumdur. Betimsel bir nitelik taşıyan bu araştırmada sanal bağlanmanın genç yetişkinlerde cinsiyet, bağlanma stilleri, yalnızlık, utangaçlık, psikolojik doğum sırası ve ebeveyn ilişkileri açısından ne derece yordandığı sorusuna yanıt aranmıştır. Bu amaç doğrultusunda değişkenler arası ilişkileri belirlemek amacıyla regresyon analizi yapmak için 451 öğrenciden veriler toplanmıştır. Veri toplama sürecinde öncelikle etik kurul izni alınmış ve ardından Kırşehir Ahi Evran Üniversitesinde öğrenim gören ve uygun örnekleme yöntemi ile belirlenen öğrencilerden veriler Google Anketler aracılığıyla toplanmıştır. Araştırmanın temel amacı neticesinde elde edilen sonuçlara göre bağlanma stili, yalnızlık, utangaçlık, psikolojik doğum sırası ve ebeveyn ilişkileri üniversite öğrencilerinde sanal bağlanmayı anlamlı bir şekilde yordarken cinsiyetin modele anlamlı bir katkı sağlamadığı görülmüştür. Sanal bağlanma ile yalnızlık, utangaçlık, korkulu bağlanma, saplantılı bağlanma ve kayıtsız bağlanma arasında pozitif yönde ve anlamlı düzeyde bir ilişki; sanal bağlanma ile ebeveyn ilişkileri ve güvenli bağlanma arasında negatif yönde ve anlamlı düzeyde ilişki bulunmuştur. Araştırmada veri toplama aracı olarak araştırmacı tarafından geliştirilen Sanal Bağlanma Ölçeği, Kişisel Bilgi Formu, İlişki Ölçekleri Anketi, UCLA Yalnızlık Ölçeği Kısa Formu, Utangaçlık Ölçeği ve Ebeveyn İlişkileri hakkında yorum yapabilmek amacıyla araştırmacı tarafından hazırlanan likert tipli beş soruluk bir araç kullanılmıştır. Verilerin istatistiksel analizinde IBM SPSS Statistics v25.0 paket programı kullanılmış olup Adımsal Regresyon Analizi yapılmıştır. Araştırmadan elde edilen bulgular alan yazın ışığında daha önce bu konu ile ilgili olarak yapılmış araştırmaların bulguları ile birlikte tartışılıp yorumlanmıştır. Bu bulgular doğrultusunda geleceğe yönelik olarak sanal bağlanma kavramının anlaşılması ve tartışılması doğrultusunda psikolojik danışmanlara ve ruh sağlığı alanında çalışanlara öneriler sunulmuştur. In parallel with the widespread use of technology and the increase in the use of virtual environments, it is seen that virtual attachment has emerged as a new form of relationship. Especially young adults have started to have relationships through the virtual environment in order to express themselves more easily and establish close relationships, and to put these relationships at the center of their lives. So much so that individuals look forward to communicating with the person or people they have a relationship with over the virtual environment. When they do not interact, they feel uneasiness, anxiety, and curiosity, and this causes young adults to become increasingly distant from their daily lives and become dependent on their interactions in the virtual environment. Virtual attachment is an important condition to be researched and understood in terms of its personal and social consequences. In this descriptive study, an answer was sought to the question of how virtual attachment was predicted in young adults in terms of gender, attachment styles, loneliness, shyness, psychological birth order and parental relationships. For this purpose, data were collected from 451 students to perform regression analysis in order to determine the relationships between variables. During the data collection process, the ethics committee permission was obtained first, and then data were collected from students studying at Kırşehir Ahi Evran University and determined by convenient sampling method, through Google Questionnaires. According to the results obtained as a result of the main purpose of the research, it was seen that while attachment style, loneliness, shyness, psychological birth order and parental relations predicted virtual attachment in university students, gender did not make a significant contribution to the model. A positive and significant relationship between virtual attachment and loneliness, shyness, fearful attachment, preoccupied attachment and dismissive attachment; A negative and significant relationship was found between virtual attachment and parental relationships and secure attachment. As a data collection tool in the research, a Likert-type five-question tool prepared by the researcher was used in order to comment on the Virtual Attachment Scale, Personal Information Form, Relationship Scales Questionnaire, UCLA Loneliness Scale Short Form, Shyness Scale and Parent Relationships developed by the researcher. In the statistical analysis of the data, IBM SPSS Statistics v25.0 package program was used and Stepwise Regression Analysis was performed. The findings obtained from the research were discussed and interpreted together with the findings of previous studies on this subject in the light of the literature. In line with these findings, suggestions were presented to psychological counselors and mental health professionals in line with the understanding and discussion of the concept of virtual attachment for the future.
Bağlantı
https://tez.yok.gov.tr/UlusalTezMerkezi/TezGoster?key=v7BkNnnepTnbhn8rNR77LaIkldptAnB2O4w1wDN6gOUAILma_dCv1gVrdqfBiv58https://hdl.handle.net/20.500.12513/6858
Koleksiyonlar
- Tez Koleksiyonu [747]